Disco Elysium – Neden Yaşıyoruz ?
Oyunumuz küçük bir otelde uyanarak başlıyor. Biz kimiz ? Neden buradayız ? Hiçbir şey bilmiyoruz. Hafızamız silinmiş. Sonradan öğreniyoruz ki biz dedektifiz ve bir cinayeti çözmeye çalışmak için buraya gönderilmişiz. Gece o kadar içmişiz ki hafızamız silinmiş. Anlıyoruz ki zor zamanlar geçirmişiz biriyiz ve öleceğimizi umup ölmemişiz. Şehri dolaşmaya buradaki insanları tanımaya başlıyoruz. Fakir mahalleler, gelir uçurumları, adaletsizlikler v.s. klasik insanoğlu ve dünya. Oyun bize bu noktadan sonra tekrar kendimizi ölüme bırakmayı ya da hayatta kalıp cinayeti çözmeyi ve kendimizi çözmeyi bırakıyor.
Oyun tasarımlarda sorulan en önemli sorulardan biri, oyuncu oyunu neden oynar ? Hali hazırda oynadığımız oyunları düşünelim. Bu oyunu size oynatmaya iten ne ? Aynı şey hayat içinde geçerlidir ? İntihar gibi bir seçenek varken yaşamın neler getireceğini merak etmekten, yeni insanlar tanışmaktan, yeni şeyler öğrenmekten ve kendimizi tanımaktan duyulan merak ve keşif duygusu belki bizi hayatta tutuyordur ? Disco Elysium’da da durum aynen böyle. Oyunda bir yandan cinayeti çözerken bir yandan ise kendimizin kim olduğunu ve yaşamın anlamını da çözmeye çalışıyoruz. Oyunda toplam 15 farklı son var , gerçek hayatta sonsuz. Yaşam dedektifleri olarak nasıl bir son hazırlayacağız kendimize ?
